1 Mayıs 2013 Çarşamba

Davranış Bozuklukları -7


Madde Bağımlılığı

Birçok ülkedeki madde kullanımına baktığımızda aralarında dünya kadar fark var. Türkiye ile ABD yi kıyaslarsak orada çok daha yaygındır. Hem tek bir maddenin kullanımı çok daha yaygındır hem de çeşitli maddelerin kullanımı daha yaygındır? Neden?

erişilebilirlik
kişisel özgürlük
maddi olanaklar
madde kullanımını hoş gören değer yargıları

Bizde zenginler madde kullanır diye bilinir. Amerika’da ekonomik anlamda en zavallı anlamdaki kesim belki de en çok uyuşturucu kullanan kesimdir. Varlıklılar kokain kullanır, fakirler de crack kokain kullanır.

Amerika’nın en muhafazakâr kesimlerinden değillerse mutlaka eğlence sırasında çekilmiş ve ellerinde içkinin olduğu fotoğraflar vardır. İşte biz ne delilikler yapardık diye uyuşturucu hikâyeleri anlatılabilir, övünür. Oradaki üniversitenin popüler kültüründe üniversite eşittir eğlence uyuşturucu kullanımı cinsellik vs. dir. Yapacağın en büyük delilikleri yaptığın yerdir. O delilik kümesinin içinde kesinlikle uyuşturucu, çeşitli cinsel yaşam önemlidir.

Desek ki bu faktörlerin hepsinin sabit olduğu bir koşulda da bireysel farklılıklar vardır bu nedendir?

Bireysel olarak:
-Dışşallaştırmaya eğilim
-Biyolojik özellik/tolerans
-Baş etme becerileri ve olanakları. -din sosyal destek- 
-Yaşantıya açıklık( risk alma) (dürtüsellik)
-Nevrotizm- duygusal reaktivite(çocuklarda kendisine şeker almadığında daha dışsallaştırma eğiliminde olan kişidir)
-Model alma(etrafta kullananların olması)
-Çok yüksek veya çok düşük inhibisyon

Yüksek düzeyde nevrotikseniz uyuşturucu kullanırsanız ne kullanırsınız?
Nevrotizm: kişinin anlarını toplar ve ortalamasını alırsak genellikle kendini ve olup bitenleri olumsuz algılama halidir. Olumsuz duygudurumun kendisinde daha yaygın olduğu kişidir.

Alkol:
Alkol yatıştırıcıdır.
inhibisyonu düşükse korkusuz, yüksekse çok kaygılı

Madde ile kastımız şudur: kullanıldığında kişinin ruhsal durumunda değişiklik yapan maddeleri anlıyoruz. Mümkünse kısa sürede ya istendik bir değişiklik yapması, ya da istenmedik bir şeyi azaltması gerekir. Madde deyince akli veya ruhsal durumu bu şekilde değiştiren maddeler gelir.

Nedenlerini nereye bağlarlar, niye kimler kullanıra bakalım.

Bu ders açısından en önemli konulardan biridir. Çünkü tedavisini konuştuğunuz zaman çok yönlü konuşmanız lazım.
Adsız alkoliklerin başını çektiği anlayış madde kullanımının bir hastalık olduğunu savunur. Bir kere madde kullanmış bir kişi ömrü boyunca vardır o çünkü o bir hastalıktır. Sen 26 yıldır içmiyordun bugün bir şişe bira içtin, sen 26 yıl öncesine gidersin.
Diğeri daha ahlaki bir modeldir moral model diye geçer. Daha ahlaki ve varoluşsal bakarlar.
Psikolojik yaklaşımlar da vardır derler ki madde kullanımı nevrotizm vs. den ötürü derler. Aslında madde kullanma kişinin kendi kendini iyileştirmeye çalışmasıdır. Hangi maddeyi niye kullandıklarından tutun da insanlar kendilerini örneğin nevrotizmden kurtarmaya çalışır. İlk yapma nedeni, ziyadesiyle gergin biridir, bu kişinin kendi kendine ilaç vermesidir. Varoluşçu felsefecilere göre biz kendimizi bu dünyada buluruz. Bir insan bu dünyada kendi varoluşuyla yüz yüzedir. Ve kendisinin bu dünyadaki oluşuna anlamlar ve çareler bulmak durumundadır. Ve bu anlamlar ararken herkes benzer veya aynı değil. Kimilerine göre duygunuzla baş etmeniz, çok daha zor olabilir. O çaba içerisinde kimisi duyguyu düzenlemek için de madde kullanır. Mesela sigarayı o yüzden kullanır. Bir madde kullananların başka madde kullanma ihtimalleri hiç madde kullanmayanlara kıyasla çok daha yüksektir.

Bağımlı insan: bir adamın kızı olsun 14 yaşında olsun, 14 yıldır kızı tedavi görüyor olsun, para biriktiriyor olsunlar ve 16 yaşında ölecek olsun. O adam gider uyuşturucuya yatırır o parasını.

0-----------eğlencesine denemiş kişi------------- ameliyet parasını yatıran bağımlı

Alkol yoksunluğu kişiyi öldürebilir alkolikse.

Bizim Yeşilçam filmlerini de daha teorik olarak incelersek, bu insanların hayatta pek bir zorlukları yok, boşluktalar o yüzden kullanıyorlar.
Bu çocuğun okulla ilgili bir derdi yok, çıraklığa gitmesi gerekmiyor ve bir sürü özgür zamanı var bir sürü şeyi deniyor maddeyi de deniyor. Biz daha kültürel ve siyasi açıdan bakıyoruz şanslıyız falan diye ama bunun bedelini pek çok kısıtlamayla öderiz
Hayatı deneylemeye, bir şeyleri deneylemeye ne kadar hakkınız vardır? bu denemeler arasında bazı kazalar yaparsın, madde kullanımı da bunların içindedir.
Çocuk istismarından tutun, hapishanelerdeki insanları incelersek onlardan tutun, toplumun başına dert açan birçok problemde uyuşturucu ve alkol vardır.
Alkol Türkiye’de siyasi duruma göre değişir. Alkolü insan uygarlığından çıkar çok manidar bir şey çıkarırsın. Bizdeki tinercilere bakarsan, kimyasal her maddeyi kullanır, kolonyadan tut. Madde kullanmak istediğinizde ona alıştığınızda ve yapınız ona uyduğunda her şeyi kullanırsınız

Biyolojik yaklaşımlar var. Biyolojik olarak giderseniz AMATEM var orada. Madde bağımlılığı veya alkolizm neden kaynaklanır, der ki prefrontal lob bozukluğudur. limbik sistem in içindeki ödül merkezi.
Limbik sistemle prefrontal korteks beraber çalışır. Yineleyici davranışa sevk eder bu bozukluk. Yapmaktayken kişinin ruhsal durumunu değiştirmeye müsait. Cinsellik, kumar, alkol…
Prefrontal korteks planlama hazzı erteleme, davranışların sonuçlarını hesaplama gibi daha akli etkinliklerde bulunur. Limbik sistemde ödül merkezine bakarsak, ödülle kastımız çoğunlukla şudur, kişi ne kadar dışarıdan ne kadar değişiklikte sıklıkta kendini iyi hissetmek için dışarıdan bir şey arıyor.
Habire  değişiklik yapma eğilimindeki bir kişi, değişiklik yapmayana kıyasla , maddeye daha eğilimlidir. Ödül merkezi daha aktif olan kişidir. Ama ödül merkezinin aktif oluşu tek başına sizi uyuşturucuya bağımlı yapmaz. Bir kısmı o merakı ihtiyacı bir sürü başka etkinlikle doyurur. Genellikle ödül merkezindeki dopamin düşüklüğü. Özellikle yatıştırıcı ilaçlar alanlar için de seratonin düşüklüğü.

Maddeleri özellikle illegal ilan ettiğinizde, o illegalite, birçok ülke maddeleri yasaklar teşvik etmemek içindir. Ama yasakladığınızda inanılmaz paralar, kirli işler dönmeye başlar. Dünya kadar maliyeti vardır.
Uyuşturucunun ensestten aile içi şiddetten, kavgalardan, trafik kazalarından, iş kaybından tutun bir çok , ve tabii ki bütün bu söylediklerimizle çalışan personelden tutun, bütün bunların maliyetini hesapladığımız zaman 400 500 milyar dolar Amerika’da.
Bir sürü hayata mal olur bu, bu şahısların hayatına mal olduğu için bu kişilerin ailelerine de mal olur.
Uyuşturucu özellikle kent toplumlarında, insanlar için bir baş belasıdır. Mesela Kızılderililer arasında, giderek Japonya’da en önemli toplumsal problemlerdir. Kızılderililer arasındaki en önemli problem alkolizmdir.

Madde eğer edimsel koşullama ilkelerine göre işleyen bir yapısı olmasaydı, mesela çok kaygılısınız onu azaltmasaydı, madde bağımlılığı diye bir şey olmazdı. Ama arada bir bitişiklik olduğunda, kullanıyorsun direk etkisini gösteriyor. Aşağı yukarı her madde beyinde kendine uygun değişiklikler yapar. Örneğin alkol kullanan insanların beyinlerine bakın manidar değişiklikler olmuştur beyinde.
Edimsel koşullanma da etkilidir ama madde kendi kendini kullandırır. Senin beyninde muhtelif değişiklikler yapar
Madde kullanımı: siz bazen arkadaşlarla bir araya geldiğinizde toplamda ayda 15 sigara içiyorsanız. İstemezseniz hiç içmezseniz. Kullanımıdır bu kimseye bir zararınız yok. Ne kadar kullandığı isteğe bağlı ve bu kullanım başına dert açmıyor. Adam ayda 2 defa 3 bardak rakı içiyor, bu kullanım. Kullanmayana kıyasla bu kişi kullanıyor.

Madde intoksikasyonu: maddeyi almanın sonucu olarak kişide görülen durum. Örneğin alkolü aldın sende maddeden ötürü meydana gelen değişimler.

Madde istismarı: İki şekilde kullanılıyor madde istismarı terimi. (madde istismarı da 2 şekildekullanılır)
1-Maddeyle ilgili tüm sorunları ifade temek için, madde kullanımından kaynaklanan bütün komplikasyonları kullanıyorsun.
2-Maddeyi kullanıyor kişi, kullanımı başına bir sürü bela açıyor, ama maddeye bağımlı değil. Kişide tolerans ve yoksunluk yok. Kullanmadığında da yoksunluk belirtileri yok. istismarda kişi diyelim ki ayda 3 defa alkol alıyor.. Ama 3 ün birinde kavgalar çıkarıyor, öngördüğünün çok fazlasında bir miktar alıyor, alkol kullanıp da tutuklandığı olmuş. Alkolden ötürü ara sıra çığırından çıkabiliyor, o maddeyi kullanmanın bariz zararları var kendisine, sonuçları pek ayarlayamıyor. Madde kullanımından bariz bir ayarsızlık var.

Madde bağımlılığı:
-Tolerans: hayatınızda ilk defa alkol aldığınızda yarım bira sizi sarhoş eder. Kullanımı düzenli olarak sürdürüp gün gelir 70 lik rakı anca sarhoş eder. Bir biranın etkisini ancak 50 lik rakıyla o bir biranın etkisini görme durumu. Vücudun tolere edebilirliği. Bir sürü maddede öyle. Alkol gibi maddelerde, karaciğerin işlevlerinin bozulması sonucu, bu kişi alkolü aldığında karaciğerde yeteri kadar işleme tabi tutulamaz, kana direk karışır, çoğu alkolik karaciğer komasına öyle girer. Daha fazla alkol karaciğerde işlenmeden kana karışır.

-Yoksunluk: kişi maddeyi kullanmaya bıraktığında veya ara verdiğinde meydana çıkan fizyolojik ve istenmedik değişimler. Vücudun karıncalanmasından, gözlerin perdeli görmesine vs. yol açar.

Bir kişi birden fazla maddeye bağımlı olabilir. 3 veya daha fazla maddeye bağımlıysa çoklu madde bağımlılığı denir. poli-
Sizde madde kullanımı var ise, eş zamanlı olarak başka psik. bozuklukların olması olasıdır. majör depresyon da var alkol bağımlılığı da vardır, buna ikili tanı denir. Bir çok maddeye bağımlı insan aynı zamanda psikiyatrik bozukluğu olan insandır.
Yaygınlığa bakarsak Amerika açısından alkol istismarı veya bağımlılığı yüzde 14 civarı, madde istismarı veya bağımlılığı yüzde 6 civarı.
Madde bağımlılığın ölçütlerinden biri başarısız bırakma girişimidir.
72 saatten sonra nikotin açısından psikolojik bağımlılıktır. Vücuttan temizlenir çünkü fizyolojik bir istek olmaz.
Madde bağımlılığı olan insanların hem başka maddelere de bağımlılık gösterme olasılığı çok yüksek, hem de diğer psikiyatrik bozuklukları gösterme olasılıkları yüksektir.
Eşzamanlı rastlanma en çok madde bozuklukları, kişilik bozuklukları ve kaygı bozukluklarında görünür. Hem kendi kategorisi içinde hem de diğer bozukluklar arasında eşzamanlı rastlanma olasılığı fazladır.
Ya madde kendisini iyi hissettirdiği için kullanır, ya da kötü hissini aldığı için kullanır. Madde o kişiyi kullanmaya başlar.
Dünyada hayvanlar dahi ruhsal durumlarını değiştirici madde kullanma eğilimi vardır.Bazı maddeleri farelerle maymunlarla yapılan deneyler vardır.

Kültürel değerler çok çok önemli:
1- Kişi ne kadar hayatı deneyimlemelidir?
2- Madde kullanımı hoş görülüyorsa daha çok kullanılır

Maddelere yavaş yavaş girersek;

Maddeleri konuşuyorsak dozajı da önemlidir. 60 mg nikotin ver bir insana öldürürsün. Yeryüzündeki her madde su dâhil, doza bağlıdır.
Bütün maddeler aynı yolla alınmaz. Kimisini dumanını çekiyorsunuz, kimisini sindirim sisteminden dolaştırarak alıyorsunuz. Ama yollar düşünüldüğünde en kestirme yol kana en hızlı dolayısıyla beyne en hızlı giden yoldur.
Kan-beyin duvarı. Beynin inanılmaz derece korunaklı bir yerdir. Beyin birçok molekülü almadığı için korunur. her maddeyi her yolla kullanamıyorsunuz.

İnhalanlar:
Eğer nefes alımıyla, burun veya ağız yoluyla gaz olarak alıyorsanız ve beyinde bir değişikliye yol alıyorsanız. Her türlü spreyden, uhudan, çamaşır suyundan tutun, doğalgazdan tutun aklınıza gelebilecek her madde girer oraya.
Etkilerine bakarsak, inhalanlar tıbben en tehlikelilerdendir. Kronik hafıza kaybı, duygusal dengesizlik, konuşmanın değişmesi, felçlerin olması, bazen ani ölüm bile görülür. Beynin birçok kısmına hasar verir. İnsanlar bu maddeleri kullanmakla kısa süreli bir öfori yaşar. Bir keyiflilik bir şenlik, bir coşkululuk hali yaşar. Maddelerin en lanet yanlarından birisi o dur, sizi göğe çıkardığında yer kabuğunun baya derinine kadar düşersiniz.

Uyarıcılar- stimülanlar:
Uyarıcı ile kastımız merkezi sinir sistemi uyarıcıları. Kafein, nikotin, amfetaminler, kokain girer. Kafeinden başlarsak, en bağımlılık yaratan maddelerdendir. Bir kahve fincanında 125 mg kafein, çayda 60 mg kafein, aynı fincanda 40 mg kafein vardır kolada. Nikotin bir sürü maddeye kıyasla yaşam süresini en belirgin şekilde kısaltandır. Her ne kadar bu kadar masum görünse de ömrün süresini belirlemede en önemlisidir. Sinir sistemini uyarmak için kullanırsın. Kendisini durgun bulan, daha keyifli daha şen daha olmak için.

Amfetamin denen şey: hiperaktivite için kullanılan ilaçlar, kısaca merkezi sinir sistemini uyarıp vücudun metabolik hızını hızlandıran ilaçlardır. Ağır şekilde obez olan insanlarda kullanılabilir. Bu nedenle de sigara içenler sigarayı bıraktıklarında kilo alırlar.

Amfetamin denen ilaçları narkolepsi diye bir bozukluk vardır, o insanların sinir sistemlerini uyarmak içindir aynı zamanda. Tıbbi kullanımı DEHB tedavisindedir.
Extacy stimülandır, kendi başına enteresan bir uyuşturucudur, ve tıbbi başka bir kullanımı yoktur.
Kokain, bir saf halinde var, coca diye bitkiden üretilir. Saf hali toz halindedir, pudra şekeri gibidir. Ve zenginler arasındaki kullanımı dolarla boru yapıp çekerler.
crack kokain, ilginç bir şekilde ilk kullanımı bir sürü maddeye kıyasla etkisi en belirgin olandır.
Bu tür maddeler kullananlarda dokunma duygusuyla ilgili halüsinasyonlara da rastlanır. Bunlar özellikle gider dopamin üzerinde çalışır. Dopaminin geri alımını inhibe etmek suretiyle kişide inhalanlardaki gibi bir keyif hali yaratır.
Nikotin ve kafein için konuşursak çok daha düşük düzeylerde yaratır, kötü yanı, çok fazla sayıda, çok fazla durumda kullanıyorsun, kabul edilebilir bir şey. Nikotinin en belalı yanı o, her yerde kullanabilirsin. Psikolojik anlamda bakarsanız nikotini bırakmak kolay değil. Bir sürü başka maddeye kıyasla dünya kadar durumla eşleştirmişsinizdir nikotini.

Sedatifler:
 Merkezi sinir sisteminin aktivitesini düşürmeye yararlar. Eğer ki uyarıcılar dopamini uyarıyorsa sedatifler de GABA üzerinde çalışır. En sıklıkla sedatif maddelerle intihar edilir. Sempatik sinir sisteminin işleyişini de durdurabilirsin.

-Alkolün uzun süreli kullanımında sinir sisteminde olsun karaciğerde olsun önemli hasarlara yol açar. Kronik alkol kullanımıyla olan bir şeydir. Alkol olsun kimyasal maddeler olsun karaciğer üzerinde çok önemli etkileri olur.

Alkol süperegoyu gevşetir. Her kişilik profilinde farklı etkileri vardır. Mesela kişi ürkek, cesur olabilir. Kişi bir sürü şeyi baskılayan biri, alkol aldığında açılıp saçılabilir. Çok kaygılı, alkol aldığında sakin hoş birine dönüşür. Genellikle kişinin kendini dizginlemesi mekanizmalarını gevşetir. Fatal alkol sendromu vardır.

Aşağı yukarı 5 e 1 dir erkekler öndedir. Alkol mü maddeler mi daha eşzamanlı rastlanır diğer psikiyatrik bozukluklarda, tabii ki alkol.
Seratonini baskılarlar.
Beynin prefrontal korteksinin hacmi uzun süre alkol kullanan insanlarda daha küçüktür.
Barbitüratlar uyku ilaçları, anestezi maddeleri gibi maddeler girer. Sinir sistemini bastıran, kişiyi uyanıklık halinden daha uyku ve komaya doğru götüren maddelere denir. Özellikle dünyadaki madde ile intihara bakarsak en çok bunlara başvurulur.

Benzodiazemin: diazem- xanax, en çok bağımlılık yaratan ilaçlar arasındadırlar. Çok kısa bir süre içinde etki ederler.
İlaçlar arasında en çok ismi söylenenler benzodiazeminlerdir. Bazı ülkelerde sınırlıdır.

Opiyat: afyon türevleri oluyor. (opium). Morfinden eroine, afyon ve türevleri kastediliyor. Metadon. Özelliği şudur: birçok maddeye kıyasla kan beyin duvarını çok daha hızlı aşar ve etkisi ani ve şiddetlidir.    
Esas tıbben kullanım etkisi ağrıyı dindirmektir. Mesela dişiniz kırıldığında afyon türevi veya morfin türevi bir ağrı kesici verirler. En bağımlılık yaratanlardandır.
Eroinden kişiyi kurtarmak için metadon kullanılır.
İshalden bel ağrısına dünya kadar yoksunluk belirtileri vardır.

Halüsinojenler: lsd, esrar, marihuana, mantarlar var, bir kaktüs var meskalin diye. Yaptığı şey, baya abartılı miktarda seratonin aktivitesini arttırır.

THC duyarsanız marihuana ve esrarın etken maddesidir.
İştahı arttırır ve kişiye bir dinginlik bir ferahlık bir rahatlık hali kazandırır. İlk etkisi o. ama bir şekilde kullananlara bakarsanız, tahtayı silsen dahi komik bulur, halüsinojen algıları arttırır.
Marihuana bütün uyuşturucular arasında biraz farklı bir konumu var. Onu kullananların dünyaya bakış açısı, sanırlar ki bu maddeler doğaldır, bir kere o normal bir uyuşturucu değil doğal, sanıldığı kadar zararlı değil. Doğallık sözcüğü en çok tartışmaya açık sözcüktür. Doğal denir ve denir ki zararı yok. Ama bu kullananlar şunu bilmezler ve bilmek istemezler, hafıza gider. En bariz sonuçlarını söylersek:
1-Hafızan iyi işlemiyor.
2-Motivasyonu önemli ölçüde gider. Hayatta pek bir amacı veya ihtirası olmayan kişilere dönüşme olasılığı yüksektir.
Marihuana veya esrar kullananlar kutsallık arz ederler ona. Sadece telkine açıklık değil riski hesaplayamamayı da sağlıyor.

Davranış Bozuklukları -6


Panik atak ve panik bozukluk:
DSM 4 ten
1- çarpıntı kalp atımlarını duyumsama ya da kalp atışlarında belirgin artış
2- terleme
3- sarsılma
4- nefes darlığı boğuluyormus gibi...
9- derealizasyon, depersonalizasyon
10- denetimini yitireceği korkusu,
11- ölüm korkusu
12- parastezi: vücutta karıncalanma ve uyuşma olması
13- ateş basması vs.
Bunların hepsinin aşağı yukarı 10 dakika vuku bulması ve tepe noktasına ulaşıyor olması gerekir.

Agorafobi: açık alan korkusudur. Sıklıkla panik bozuklukla birlikte görülse de birbirleriyle olmadan da görülebilirler. Mesela panik atak geçireceksiniz diye korktuğunuz için agorafobiniz var. Paniklemek, alarma geçmektir. Ama panik atak onun çok daha kapsamlısıdır. Paniklemek panik atağın çok çok daha düşüğü, çok daha az kapsamlısıdır. Bir adamın annesinde sosyal fobi ve agorafobi vardı. 12 yıl boyunca evine kimse gelmemiştir, kendisi evin ön kapısına bile çıkmamıştır. Fobi dediğimiz şey kendi kendini olumsuz pekiştirmeyle geliştiren bir şeydir.

Kimler panik bozukluk yaşayabilir ne zaman ortaya çıkabilir, yaygınlığı nedir?

Ölçütleri:
Kalp sıkışıklığı, titreme başlaması, bunu bir kere yaşadıktan sonra bir kere daha yaşayacağını düşünmesi panik bozukluktur.

Bir tek yaşantı panik ataktır. Birden sonra yaşanması panik bozukluktur. Diyelim ki hazırlık öğrencisisiniz Merve berbat bir not almış. Ağlıyor bağırıyor çağırıyor eve nasıl gideceğim diyor bu panik atak değildir. Olması için strese verilen tepkilerin en uç versiyonu olmalıdır.

Bir panik atak geçirdikten sonra enteresan şekilde sadece belli koşullarda panik bozukluk yaşarlar. kimisi spesifik durumda geçirir. Çoğunlukla nereden çıkacağı belli değil ve nereden çıkacağı belli olmayan bir şey için sürekli kendini hazır tutman lazım. O senin üzerine kontrol sağlar. Skinner da öyle söyler, belli olsa daha kolay söner.

İkincil kazanç: sizin herhangi biyolojik veya psikolojik bir bozukluk halinizin size bir yarar sağlaması, ya bir pozitif bir şey sağlaması ya da negatifi azaltması durumudur. Babamla annem kavga ederken karnım ağrıdı diyelim. Bundan sonra ne zaman karın ağrısı yaşasam kavga bitiyor vs. Vakti zamanında anne baba kavga ediyor, çocukta bir arıza çıkması bunu azaltıyor, pek çok rahatsızlıkların başlangıcı böyle olabiliyor.

Kişinin en belirleyici unsurlardan birisi paniğin geleceğini düşünmek ve ondan endişe etmektir. Sizin vücudunuza da siz de panikliyorsunuz, ama panik atak yaşamış kişi her türlü panik halini sizin gibi okumuyor. Diyelim ki endişelenmeye başladın kalp hızın arttı, panik bozukluğu olan kişi panik atak geçiriyor sanır. Panik bozukluktan önce yatkınlığı var mı diye sorulduğunda, çok büyük ihtimalle panik bozukluğu olan kişiler vücutlarından duydukları geri bildirimleri ortalama kişiden daha hassasiyetle okuyorlar.

Kitaba göre panik bozukluğu olanlarla olmayanların ne farkı var, panik bozukluğu henüz yokken bile? Laktik aside ve karbonmonokside bir hassasiyetleri vardır der. Ama yatkın olmayanlar da paniklerler ama panik bozukluğa doğru gitmezler.

Nörepinefrin vücudu alarma geçiren bir nörotransmitterdir. Panik bozuklukta gördüğümüz aslında tam şu, aslan gören geyiğin gördüğü andaki tepkisi, ama bunu aslan yokken yaşıyorsun.
En önemli nörotransmitter konuşuyorsak budur.

Ne zaman başlar? çoğu kez ergenlik ve genç yetişkinlikte 15-20 yaşları arasında çoğu kez başlamasına karşın hayatın herhangi bir zamanında da başlayabilir. Kimi verilere göre herhangi bir yılda, panik bozukluğu olan insan sayısı yüzde 3 e yakındır

Şöyle bir psikanalitik algılayış var. Kimilerine göre bazı insanlar gündelik hayatta tepkilerini iyi ifade etmezler, bir sürü şeyi içlerine atarlar. Bu içlerine atan insanların paniğe daha yatkın olduğunu söyleyenler vardır. İçe atmaya eğilimli insanların paniğe daha yatkın olduğu söylenir.

Nucleus Ceruleus beyin sapı civarında beyinciğe yakın bir yerde bir merkez ve oradaki nörepinefrin aktivitesinin anormal olduğu düşünülür panik atak yaşayan kişilerde. Tuhaf bir şekilde norepinefrin çok mu az mı bir anlaşma yok ama bir tanesini seçmek zorunda kalırsak norepinefrinin fazlalığı söz konusu olur. Nörepinefrin vücuttayken hormondur, beyindeyken transmitterdir.

Birçok kaygı bozukluğunun kalıtsal geçişi benzer orandadır. Tek yumurta ikizinde panik bozukluk olma ihtimali yüzde 24 dür. Kaygı bozukluğu olan insanlar önemli ölçüde sonraki nesillere bir yatkınlık oluşturur.

Panik bozukluk ile ilgili denir ki panik bozukluğu olan insanlar kendi vücutlarından aldıkları geribildirimleri yanlış bir şekilde algılıyorlar. Panik geliyor diye korkar.

Korelasyonel araştırmalar şunu gösterir, panik bozukluğu olanlarla olmayanları kıyaslarsak, bozukluğu olanların baş etme becerileri iyi değil, yani genel anlamda yaşamla ulaşırken gösterdiğin çabada ne kadar iyi olduğun.

Yine düşük sosyal destek ilginç bulgulardan bir tanesidir. Kaos arz eden çocukluk yaşantısı, aile yaşantısının kaos olması, öngörülebilir olmaması, tuhaf ve üzücü sürprizler arz etmesi veya ebeveynlerin ziyadesiyle koruyucu olması. Çünkü ebeveynler ziyadesiyle koruyucu ise siz çok küçük yaştan itibaren antrenmansız kalırsınız. Böyle olursa temelinizden itibaren birçok yaşantıyla yüz yüze gelmediğiniz için baş etme becerileriniz gelişmez. Bir çocuğa önemli ölçüde onu büyütenler şekil veriyor. Oyun parkına gidin, her biri çocuğa kaç emir veriyor, ne kadar müsaade ediyor. küçük çocuk anne bana su ver diyor, verir misin diyor anne. boş ver ne olacak ki? Bir emir veriyorlarsa daha çok kontrol ediyorlar çocuğu, o bir uç. bir tarafta da çocuk düşer tehlikelerle karşı karşıya gelir, umurunda olmaz.

Tedavisini nasıl yapıyorlar? Psikoterapiyle ilaçlarla yapıyorlar. Psikoterapi çoğu kez bilişsel davranışçıdır. Bilişselciler vs önce senin şu panik atak nasıl oluşuyor u izah ederler. Kalbin hızlandığında sen bunu farklı yorumluyorsun vs. bu silsileyi sana izah ederler. Sana bu silsilenin neresine müdahale edersek bu silsileyi durduracağınızı anlatırlar, eğitim verirler danışana.
Vücutla ilgili vücuttan aldığı uyarımlarla ilgili bir eğitim verirler. Kaygı ile baş etme becerileri kazandırmaya çalışırlar. Paniğe benzer durumu yaşatıp o durumla baş etmelerine çalışırlar.
Kişi bir şeyden korktuğu için o şeyden kaçınıyor. Panik bozuklukta da paniğe benzer yaşantılar yaratmak suretiyle o durumda paniktekinden farklı şekilde davranması. Örneğin bir aşamada derin nefes alma ve kas gevşetme egzersizleriyle. Aşamalı bir şekilde paniğimsi yaşantının karşısında baş etme becerilerini arttırıyorsun.
Genellikle panik bozukluk olsun kaygı bozuklukları olsun en iyi tedavi birkaç tedavinin birleşimidir.
Kaygı bozukluklarına mensup insanlar arasında en çok neden panik bozukluğu olan insanlar tedavi görür sizce? neden obsesif kompulsif, yaygın anksiyete, hatta travma sonrası stres bozukluğuna kıyasla daha çok tedavi görüyor?
Birden çok şiddetli bir yaşantı olduğu için. Çok manidar şiddetli ani kısa sürer ve kişinin ne yapacağını bilemediği, öldüğünü sandığı, daha aciliyet arz eder.

Obsesif kompulsif bozukluk:
İki tane öğesi var, obsesyonlar yani takıntılar ve kompulsiyonlar.
Obsesyonlar kişinin engel olamadığı istilacı düşüncelerdir. İstilacı denmesinin sebebi sana rağmen habire başka bir düşünce kendisini gündeme getirir. Mesela sen üç gündür bir kıza aşıksın düşünüyorsun ki elimi yıkamam lazım mikrop kaptım.
Kompulsiyon ise neredeyse her zaman bu obsesyonlarla bağlantılı olarak ortaya çıkan şeylerdir. Kompulsiyon elimi yıkamamdır.
Obsesyon gidip kontrol etmeden rahat edememe halidir. Kompulsiyon da kapıyı o düşünceler gitsin diye kontrol etmektedir.
En güzel obsesif kompulsif örneği şudur. Diyelim ki bu sınıf 1. sınıf veya bu dersi seçmeli olarak alıyor bu kişi. Şu sınıfa girince herkesten ayakları olan her nesneye topuğun arkasıyla dokunması gerekir. Yoksa giremez. Okula gidemez. Obsesif kompulsif bozuklukta törenseldir. Kendisi de yapmak durumunda bu arada, kendisi bir odaya girdiğinde yapmak zorunda.
Obsesif kompulsiften ötürü beyin ameliyatı olan insanlar bile vardır.
Kompulsiyon hala kaçınmadır. Kompulsiyon sayesinde obsesyonlar devam eder, obsesyonlar sayesinde kompulsiyonlar devam eder. Diyorsun ki ben kesin mikrop kaptım. Gidip yıkıyorsun olumsuz durum ortadan kalktı. Sonra yine devam edecek.
Elbette takıntı sözcüğünü kullanır isek, aşağı yukarı herkes bir şeylere takıntısı vardır. Örneğin kıyafet giydin ama biraz kalın giydin. 50 defa keşke giymeseydim demesi normal ama süregelen bir negatiflik kalıyorsa vs.
Obsesif kompulsif kişiler eldeki durumun mantıksız olduğunun farkındadırlar. Ciddi bir rahatsızlıktır ve kendiliğinden geçmez


Dini anlamda da çok önemli ölçüde obsesyonlar ve kompulsiyonlar vardır. Din de obsesyonu andıran şeyler önerir. Filan durumda filan dualar et vs. yapınız uygunsa obsesif kompulsif durumu desteklenen bir şeydir dince.

Obsesyonlar ne çeşittir?
-arzunuz dileğiniz olabilir.
-düşünceler olabilir
-tereddüt şüphe vs olabilir.
-temalar: kirlenme ve mikrop kapmayla, şiddetle ve agresyonla, aşırı derecede düzenli olmak, din temaları olabilir, cinsel olarak olabilir. dokunma, sayma, düzen, denge.

mesela panik ve panik atak, saplantı ve obsesyon,

Diyelim ki komşusu çok gürültü yapıyor, günde bir kaç kez kemiklerini şöyle kıracağını anlatıyordu. Şiddetle ilişkili yineleyici düşünceleri vardır
Mesela şu anda annem beni kardeşimden daha az seviyor bunu düşündüğün için dersi dinleyemiyorsun.
Örneğin kişi uzun zamanı mastürbasyon yapmaya ayırıyorsa kompulsif mastürbasyon dersiniz. Diyelim ki işe gidecek, eşiyle şu veya bu oranda cinsellik yaşamak durumunda. Arzu ettiğinden arzusu çok şiddetli olduğundan değil, uyuması için, işe gitmesi için hazır olması için lazım.
Evin temizliği kesinlikle obsesif kompulsif bir derecededir. Dünyanın pek çok ülkesine gidin, temizlik bizde temizlik içindir. Bir evde yaşıyorsun, evlilik yaşam üzerinde pek bir kontrolün yok, tabii ki onda aşırı temizleyeceksin. Haftada 3 defa pencereleri dahil evi temizleyen insanlar var.
Mesela kadın cinayetlerini obsesif kompulsif bir boyutta inceleyebilirsiniz. Biz insanlar şahsımızın kontrolünde olan şeyler var olmayan şeyler var. Kontrolünüzde olmayan şeyin kontrolünüzde olmadığını kabul etmek istemiyorsunuz.
Bu kontrol ile kastım, gidip kapıya bakmak, bir şeyden emin olmak için yaptığımız şeyleri ifade ediyor.
Şimdi buradan çıktık, yan sınıf çıkmışsa kesin bana bilet çıkacak, içinden fallar uydurabilir vs. Yani alakasız iki şeyi birbiriyle ilişkilendiriyorsan. batıl inançlar vs. obsesif kompulsif davranıştır.  Onlar olmadan edemiyorsun.

Anal tutucu- anal savurgan kişilik:
Freud a göre bir saplantı bir şeyden çok az yapmayı ihtiva ettiği gibi bir şeyi aşırı derece yapmayı da ihtiva eder. Oral dönem saplantısı örneğin çok fazla yemek yiyorsanız da ağızcıl şeylerden çok fazla kaçınıyorsanız da saplantınız var. Obsesif kompulsif de kastettiğimiz saplantı anal tutucu, daha düzenli, daha tertipli olan bireyleri ifade eder.
Bunun tedavisi psikanalitikçilere göre de bu saplantıyı gidermeye yöneliktir. Serbest çağrışım vs. gibi teknikler kullanırlar. Etkililiği tartışmalıdır.
İnsanlar obsesyonlarını ya görmezden gelerek, ya da yapma bozma savunma mekanizmasıyla baş etmeye çalışır.
yapma bozma: aklınıza komşunuzun kızını arzu etmek geldi, bunu bertaraf etmek için dini bir şeyler yapmak yapma bozmadır. İd in getirdiği bir hissi bozmak için yapılır.
yer değiştirme(reaksiyon formasyon):
İzah ederken en çok saygı gören yaklaşım bilişsel davranışçı yaklaşımdır.
Obsesif kompusif bozukluk çoğu kez kendiliğinden iyiye gitmez.
İstilacı düşünceler mevcut kişide, başka insanlar tarafından teskin edilmeyi sağlamaya çalışmak. İçine gelen düşünceler mesela komşunun kızını düşünüyor, nötralize etmeye çalısırız.

Kimler obsesif kompulsif bozukluğa yatkındır?
-Hem kaygılıysanız bu şekilde bir bozukluğunuz varsa büyük ihtimalle seratoninde bir sorun var.
-Diğer insanlardan daha kuralcı daha ahlakçıdırlar obsesif kompulsifler. Obsesif kompulsif olanların düşünce ile eylemi daha özdeş algıladıkları düşünülür. Belki aynı anda 50 kişi komsunun kızını düşünüyor, ama obsesif kompulsif kişi düşünceyi ortalama kişiden daha ciddiye alır. Gerçekten yapmak gibi algılar.
-Daha mükemmeliyetçi ve daha kontrolcüdürler.
-Obsesif kompulsif olan insanlarda tedavi olarak bakarsak, bilişsel davranışçıların yaptığı maruz bırakmadır.

alışma: kimi uyarıcılara artık tepki vermemeye başlamaktır. duyarsızlaşmayla aynı şey.
habituasyon=alışma

Obsesif kompulsif diyor ki ben ellerimle mikrop kaptım gibi ellerimi yıkayayım. Madem düşünce benim davranışıma neden oluyor, ben gidiyorum diyorum ki kompulsiyonu ortadan kaldırmaya bakıyorum. Düşünceyi kompulsiyonla pekiştirmemek böylece sönmesini sağlamak.
Aşamalı bir şekilde elimi kirletmem sağlanır, böylelikle bu zincir kırılmış olur. Maruz bırakma ve alıştırma.
alıştırma= kişinin klasik olarak verdiği tepkiyi önleme

SERT(?) diye 17. kromozomda bulunan bir gen. obsesif kompulsif bozukluk enteresan şekilde diğer kaygı bozukluklarına kıyasla daha genetiktir. Tek yumurta ikizlerinde rastlanma olasılığı yüzde 53 civarıdır. Bu gen, seratonin transferiyle ilgilidir. Obsesif kompulsif bozuklukta başrolü oynayanın seratonin olduğu düşünülür.
Panik atak yaşayan kişi kendi vücudundan gelen tepkileri daha abartılı algılıyor. Obsesif kompulsif kişi de gelen düşünceleri çok daha abartılı bir şekilde algılıyor. Gelen düşünceyi eylemle özdeş algılama bir şekilde
Varsayalım ki hepimiz aynı anne babanın çocuğuyuz. Varsayalım ki anne babamız gayet obsesif kompulsif ama bizde öyle bir gen değildir. Çok büyük ihtimalle okb yi model alanlar, model almayanlara kıyasla daha yatkındır.
Madem seratonin problem, o zaman seratonin geri alım inhibitörü vereceğiz. Seçici seratonin geri alım inhibitörü, SSRI.
Antidepresan kaygı amacıyla da kullanılır. En iyi tedavisi ilaç +terapidir.
Bazı insanlarda istediğiniz ilacı verin tedaviyi verin işe yaramayabilir.  Bir şizofreni değil ama hafife de alınacak bir şey değil.
SSRI daha çok kullanıyor, ama SSRI’nin kullanıldığı bir çok durumda, SSRI’nin yanı sıra başk antidepresanları da kaygı bozuklukları vs. de kullanırlar.
TCA da kullanılır.
Anksiyete bozukluklarında bazen psikiyatristler anti epileptik ve anti... kullanılır.
Saçınızı diyelim ki yoluyorsanız, elinizde olmadan bir yerlerinizi yoluyorsanız da bu tür ilaçlar kullanılır.
tegratol. anti konvalsant ilaçlar.
depakin en çok kullanılanlardandır.
lamiktal
topamaks
nörontin.
Kaygı bozukluklarında obsesif kompulsif de sık olarak SSRI kullanılsa da, MAO inhibitörüyle alakalı TCA tarzı ilaçlar da kullanılır

Travma sonrası stres bozukluğu
1- Akut stres bozukluğunun olması şarttır. Bunun olması için de kişinin olağan dışı sıra dışı bir ağır yaşantı yaşamış olması veya öyle bir yaşantıya şahitlik etmiş olması gerekir. Örneğin banka soyuluyor, başınıza silah dayanıyor ya da birinin birini bıçakla paramparça ediliyor görüyorsunuz.
Ağır bir yaşantı yaşanmış veya gözlemlenmiş olması gerekir kişinin, bu ağır yaşantının kendisindeki stres tepkisini uyarmış olması gerekir. Travma sonrası stres bozukluğunda o düğme basılı kalır. Geyik aslanı gördü her an o kendini canlandırıyor. Senin elinde olmadan o sahne tekrar ediliyor, her an o uyarılmış halde. Böyle olduğu için vücut zaman zaman hiçbir şey hissetmez. Sürekli uyarılmış hali dengelemek için arada tamamen hissiz olduğu aralıklar vardır.
Akut stres bozukluğu, bir stresi yaşadığınızdan yaşadığınızı takip eden 2 gün ile 4 hafta arasındaki zamanı kapsar. Ben çok şiddetli bir trafik kazası geçirdim, aklıma sahne habire istemsiz bir şekilde geliyor. Bundan ötürü uyuyamıyorum bir şey yiyemiyorum, bazen de hiçbir şey hissetmediğim anlar oluyor. Bir aya kadar bu akut stres bozukluğu diyoruz.
Niye buna bozukluk diyoruz: aynısını yaşayan başka birisi 2 günde geçiyor belki. Çok şiddetli bir uyaran karşısında vücudun o uyarılmışLIK düğmesinin takılı kalmasıdır.
Travma sonrası stres bozukluğunun uyum bozukluğundan farkı şudur: siz üniversiteye geldiniz veya hayatınızda değişiklikler oldu, daha az şiddetle yaşarsınız.

Derealizasyon: Eldeki hakikatı yadırgama
Depersonilazsyon: Kendini yadırgama

Disosiyatif amnezi: senin zihnin veya bilinçaltın bir şekilde o olayla ilgili ayrıntıları bloke etmiştir.
Travma sonrası stres bozukluğunda çağrıştırıcı herhangi bir uyarıcı karşısında çok şiddetli bir tepki verir. Alışmanın tam tersidir.
Travmayı sanki yeniden yaşıyormuş gibi içinin habire yenilemesi, sahnenin habire gelmesi, onu hatırlatıcı konuşma ve diğer uyaranlardan kaçınmaya çalışma. Vücut bu kadar uyarılmışken, hisleri mümkün olduğu kadar kısar. Kronik olabilir. akut travma sonrası bozukluğu 3 aydır, 3 aydan fazlaysa kroniktir.
Bazı insanlarda olay olmuştur, bugün olmuş, ne hikmetse temmuz ayında falan travma sonrası stres bozukluğu başlar. Travma sonradan başlamışsa ilaca ve tedaviye yanıtı daha olumsuz olur.
Uyumakta zorluk çeker, kabuslar görür, duygusal tepkilerini kontrol edemez, olmadık şekilde şiddetli tepki gösterebilir, en belirginlerden bir tanesi konsantre olamaz, sistem bu kadar meşgulken tabii ki konsantre olamaz. Hatta kişide etrafındakilere paranoya gibi görülecek şekilde travma yaşantısını çağrıştırıcı yaşantılardan kaçınma görülür
Biz insanlar belli bir ranjdaki olayları sindirebiliyoruz. Şimdi gidelim bir avuç demir yiyelim vücut onu sindiremez. kimi olayları biz sindiriyoruz, ama kimi yaşantılar deprem tecavüz işkence, özellikle travma insan eliyle sebep oluyorsa çok daha ağırdır. Bir insanın bir insana onu yapacağını düşünmeyiz.
Deprem olsun, bir kişinin birden trafik kazasından ölümü olsun, bir sürü yaşantı karşısında ruhsal sistemimiz o yaşantıyı sindirmekte güçlük çekiyor, sindiremediği için o vücutta işlenmemiş bir durum olarak kalıyor.
Tedavisi için hazindir ki düşünülen şudur, kişiyi güvenli koşullarda o yaşantıya geri gitmesini travmayı tekrar yaşayıp sindirmesini sağlayıp yapıyoruz. Maruz bırakması. Adım adım daha şiddetlisine götürüyorsunuz.
Travma sonrası stres bozukluğunda göz kıpıştırmanın da düğmesi basık kalır. EMDR diye bir teknik. Göz hareketlerini duyarsızlaştırma bile var.
Mesela silahlı çatışmadasınız. Kaçırılma, herhangi bir yere bombalı saldırı gibidurumlar, işkence… İşkenceyi ayıran en önemli şey şu: sistematik, diğer travmalardan daha farklı. Siz aylarca her gün her gece korkunç bir şeye maruz bırakılıyorsunuz.
Savaş esiri olarak alınmak gibi durumlar. Şiddetli trafik kazaları, ölümcül bir hastalığınızın olduğunu öğrenmek... Ölüm haberi vs. başka insanlara yapılanı görmek de buna yol açabilir.
Tedavisi için neler yapılıyor a bakarsak: şu anki şiddetli tepkiyi azaltmak için ilaç kullanırsınız.
Diazem ve GABA yı azaltan ilaçlar
Öncelikli olarak SSRI kullanılır kaygıyı azaltmak için
SSRI nin kullanıldığı her yerde aşağı yukarı TCA MAO inhibitörleri kullanılır. Özellikle TCA nın ciddi yan etkileri olabiliyor.