1- yaşamın nasıl anlamlandırıldığı (felsefe/din/ insan davranışının
kaynağı-neden)
2- bilinmeyen şeylerin nasıl anlamlandırıldığına göre değişir
problem davranış dini veya metafizik unsurlardan kaynaklanıyorsa,
Anormal davranıışların kaynağını el yordamıyla biliyoruz.
insan davranışında her zaman anlayamadığımız şeyler vardır. Yağmurun
yağmasını anlamıyorsak onu metafizik bir şeylere yükleyebiliriz. Bizde kayıtlı
olduğundan çok daha uzun süreden beri insanın burada olduğu öne sürülür.
1.papirüs
İnsan davranışlarının kaynağının beyin olduğunu ifade eden yazılar var.
Bunun yanı sıra o zamanlarda muhtelif cerrahi müdahalelerin olduğuna dair
bilgiler var.
2.papirüs
O zaman da cerrahi yöntemler kullanıldığını söyler. İnsanları
iyileştirmede dua benzeri şeylerin kullanıldığı söylenir
Mısır yunan, insan davranışını
tanrılara, metafizik güçlere dayandırmaktadır. Ya şeytaniydiler ya tanrısaldılar o
zamanlar. İyi ve kötü vardı. İkisinin ortası başka bir şey yoktu. Dolayısıyla o
günün toplamında kabul gören davranışlar tanrının güçleri kaynaklı davranışlar,
kabul görmeyenler de şeytani güçler, kötü ruhlar gibiydi.
Deprem olduğunda da
şeytanların veya kötü ruhların etkisiyle, iyi şeyler olduğu zaman ta tanrıların
vs. yardımıyla oluyordu.
Bir kişi deliyse, onu
şeytanlar istila etmişti. İçinde kötü ruhlar vardı. İçinde kötü ruhlar varsa, o
kötü ruhları çıkarması için yöntemler, kafatasına delik açmaları söz konusu
olabiliyordu. Bu yöntemlerin hijyenik vs. olmamalarına rağmen fosillere
bakıldığında bu insanlardan uzun süre yaşayanları görülmektedir.
Denir ki, bir kişi deliyse
veya deprem oluyorsa, tanrılar kızdıkları için o kişiye bir ceza veriyor.
Tımarhaneler bütün delilere
yetecek kadar değildi. Bir genelleme yaparak delilere korkunç şeyler
yapıyorlardı diyebiliyoruz. Genellemeleri fikir edinmek için yapıyoruz yoksa o
zamanki uygulamalar yalnızca kötü açıdan değildi elbette, delileri doğaüstü
güçleri olan ürkütücü bireyler olarak algılayanlar da vardı.
Örneğin birçok kişi inanır ki
yetişkin bir deliyi başka biri güreşte yenemez, çünkü deli gücü var denir. Deli
olunca ne hikmetse daha pehlivan birinin bile onu deviremeyeceği düşünülür. Deliliğin
bilinmezliğini metafizik atfediyoruz.
Kafatasında delikler açmanın
yanı sıra, tedavilerden bir tanesi exorcism yani şeytan çıkartmadır. Dualarla,
enteresan yöntemlerle, kötü ruhlar çıkarılmaya çalışılır.
Örneğin yöntemlerden biri en
kötü şeyleri yedirmektir ki kişi kötü ruhları kusarak çıkarsın, bununla
birlikte aç bırakmak, kırbaçlamak vs. de olmuştur. madem o beden o kadar kötü şeylere
ev sahipliği yapıyor, o bedene bazı müdahaleler yapmak suretiyle, o kötü
ruhların çıkarılmasına çalışılıyordu.
Eğer bir toplumda kafalarını
açmak suretiyle vs. bir şeyler yapılıyorsa bunun tersi de vardır yani daha
merhametlice yaklaşmak gerektiğini de söyleyenler de vardır. Her şey kendi
zıddıyla vardır- diyalektik anlayış.
Erken yunan, iyonya
zamanlarında en parlak zamanlarından biridir. Pericles isimli yunan lideri zamanında
tıpta ve ruh sağlığında. çok önemli gelişmeler olmuştur. O zamanlar insan
vücudunu kutsal sayanlar vardı. Ama o zamana dair bildiğimiz en önemli bilgiler
fizyoloji ve insan bedenine dair önemli gelişmelerdir.
Hipokrat yunandı. Bugünkü
modern tıbbın babası sayılır. Hipokrat’ın katkılarını konuşursak, bedende olup
bitenlerin bu rahatsızlıklara sebep verdiğini düşünürdü. İnsanın ruhsal
yapısını bozan şeylerin elle tutulur fiziksel nedenlerden kaynaklandığını söylemiştir.
Bu yüzden tıbbın babasıdır, çünkü maddenin gözüyle bakar, maddenin dışında
bakmaz. Eğer rahatsızlığın kaynağı bedendeki bir şeyse, o zaman çözüm de bedene
bir şeyler yapmaktır. Ruhsal bozukluklar dahil, bireyin her türlü zihinsel
etkinliğinin kaynağı beyindir. Birey saçma sapan bir şeyler yapıyorsa, beyinden
kaynaklıdır.
Hipokrat bir sürü önemli şey
söylemiştir. İnsanların kimi şeylerin doğuştan getirdiğini söylerdi. Bireylerde
olan birçok rahatsızlığın beyindeki hasarlardan olduğunu söylerdi. Bugünkü
bildiğimiz şekliyle manik depresif bozukluğu da tarif eden oydu. Onun tarif
ettiği üç tane hastalık vardı. Tuhaf şekilde, kişilerin kişiliklerinin anlamamızda
insanların rüyalarının da önemli olduğunu söylerdi.
Hipokrat insanların
mizaçlarından da söz ediyordu. Bu mizaçların vücuttaki sıvılardan kaynaklandığı
söyleniyordu.
Histeriyi ilk izah eden
kişiydi. Histeri ile o zamanki kastı şuydu, histeri kadınlara özgü bir
rahatsızlıktı. Tıbben bir nedenine rastlanmayan, psikolojik nedenlerden
kaynaklanan tıbbi problemlere deniyordu. Histeri ile histerik kişi farklı şeylerdir. Histeri Türkçe kaynaklarda
isteri diye de çevrilmiştir ve daha somatoform bozukluklardır. Ruhen muhtelif
yaşantılar taşıyorum bunlardan ötürü bir bakıyorum ki göremiyorum. Kişiye göz
doktorları ve nörologlar baktığı zaman normalde görmesi lazım ama göremiyor.
Evlilik iyi gelir dedikleri birçok
şey var bizim kültürümüzde de. Toplumun düşünüş tarzının değer yargılarının
nasıl etkilediğine güzel bir örnek olmaktadır. Herkes evleniyorsa, o kişideki bildiğimiz
tek değişken onun evlenmemesinden kaynaklanıyorsa, sorun bundan kaynaklanıyor
olabilir.
Plato(eflatun) tarihteki en
önemli düşünürlerden biridir. “Bütün insanlar, bütün davranışlarından sorumlu
değildir. Bazıları davranışlarını kontrol edebilmeye muktedir değildirler. Bu
insanlar bazı şeyler yaptıklarında, diğer insanlarla benzer cezalandırılmaları
adil değildir.” demiştir. Bugün biz de
18 den küçüklere aynısını söylüyoruz.
Aristo. farkındalığı veya
bilinçliliği vurgulaması. Hipokrat’a benzer şeyler savunmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder