11 Nisan 2013 Perşembe

Davranış Bozuklukları -3


1- yaşamın nasıl anlamlandırıldığı (felsefe/din/ insan davranışının kaynağı-neden)
2- bilinmeyen şeylerin nasıl anlamlandırıldığına göre değişir
problem davranış dini veya metafizik unsurlardan kaynaklanıyorsa,

Anormal davranıışların kaynağını el yordamıyla biliyoruz.
insan davranışında her zaman anlayamadığımız şeyler vardır. Yağmurun yağmasını anlamıyorsak onu metafizik bir şeylere yükleyebiliriz. Bizde kayıtlı olduğundan çok daha uzun süreden beri insanın burada olduğu öne sürülür.

1.papirüs
İnsan davranışlarının kaynağının beyin olduğunu ifade eden yazılar var. Bunun yanı sıra o zamanlarda muhtelif cerrahi müdahalelerin olduğuna dair bilgiler var.

2.papirüs
O zaman da cerrahi yöntemler kullanıldığını söyler. İnsanları iyileştirmede dua benzeri şeylerin kullanıldığı söylenir

Mısır yunan, insan davranışını tanrılara, metafizik güçlere dayandırmaktadır. Ya şeytaniydiler ya tanrısaldılar o zamanlar. İyi ve kötü vardı. İkisinin ortası başka bir şey yoktu. Dolayısıyla o günün toplamında kabul gören davranışlar tanrının güçleri kaynaklı davranışlar, kabul görmeyenler de şeytani güçler, kötü ruhlar gibiydi.
Deprem olduğunda da şeytanların veya kötü ruhların etkisiyle, iyi şeyler olduğu zaman ta tanrıların vs. yardımıyla oluyordu.
Bir kişi deliyse, onu şeytanlar istila etmişti. İçinde kötü ruhlar vardı. İçinde kötü ruhlar varsa, o kötü ruhları çıkarması için yöntemler, kafatasına delik açmaları söz konusu olabiliyordu. Bu yöntemlerin hijyenik vs. olmamalarına rağmen fosillere bakıldığında bu insanlardan uzun süre yaşayanları görülmektedir.
Denir ki, bir kişi deliyse veya deprem oluyorsa, tanrılar kızdıkları için o kişiye bir ceza veriyor.
Tımarhaneler bütün delilere yetecek kadar değildi. Bir genelleme yaparak delilere korkunç şeyler yapıyorlardı diyebiliyoruz. Genellemeleri fikir edinmek için yapıyoruz yoksa o zamanki uygulamalar yalnızca kötü açıdan değildi elbette, delileri doğaüstü güçleri olan ürkütücü bireyler olarak algılayanlar da vardı.
Örneğin birçok kişi inanır ki yetişkin bir deliyi başka biri güreşte yenemez, çünkü deli gücü var denir. Deli olunca ne hikmetse daha pehlivan birinin bile onu deviremeyeceği düşünülür. Deliliğin bilinmezliğini metafizik atfediyoruz.
Kafatasında delikler açmanın yanı sıra, tedavilerden bir tanesi exorcism yani şeytan çıkartmadır. Dualarla, enteresan yöntemlerle, kötü ruhlar çıkarılmaya çalışılır.
Örneğin yöntemlerden biri en kötü şeyleri yedirmektir ki kişi kötü ruhları kusarak çıkarsın, bununla birlikte aç bırakmak, kırbaçlamak vs. de olmuştur. madem o beden o kadar kötü şeylere ev sahipliği yapıyor, o bedene bazı müdahaleler yapmak suretiyle, o kötü ruhların çıkarılmasına çalışılıyordu.
Eğer bir toplumda kafalarını açmak suretiyle vs. bir şeyler yapılıyorsa bunun tersi de vardır yani daha merhametlice yaklaşmak gerektiğini de söyleyenler de vardır. Her şey kendi zıddıyla vardır- diyalektik anlayış.
Erken yunan, iyonya zamanlarında en parlak zamanlarından biridir. Pericles isimli yunan lideri zamanında tıpta ve ruh sağlığında. çok önemli gelişmeler olmuştur. O zamanlar insan vücudunu kutsal sayanlar vardı. Ama o zamana dair bildiğimiz en önemli bilgiler fizyoloji ve insan bedenine dair önemli gelişmelerdir.
Hipokrat yunandı. Bugünkü modern tıbbın babası sayılır. Hipokrat’ın katkılarını konuşursak, bedende olup bitenlerin bu rahatsızlıklara sebep verdiğini düşünürdü. İnsanın ruhsal yapısını bozan şeylerin elle tutulur fiziksel nedenlerden kaynaklandığını söylemiştir. Bu yüzden tıbbın babasıdır, çünkü maddenin gözüyle bakar, maddenin dışında bakmaz. Eğer rahatsızlığın kaynağı bedendeki bir şeyse, o zaman çözüm de bedene bir şeyler yapmaktır. Ruhsal bozukluklar dahil, bireyin her türlü zihinsel etkinliğinin kaynağı beyindir. Birey saçma sapan bir şeyler yapıyorsa, beyinden kaynaklıdır.
Hipokrat bir sürü önemli şey söylemiştir. İnsanların kimi şeylerin doğuştan getirdiğini söylerdi. Bireylerde olan birçok rahatsızlığın beyindeki hasarlardan olduğunu söylerdi. Bugünkü bildiğimiz şekliyle manik depresif bozukluğu da tarif eden oydu. Onun tarif ettiği üç tane hastalık vardı. Tuhaf şekilde, kişilerin kişiliklerinin anlamamızda insanların rüyalarının da önemli olduğunu söylerdi.
Hipokrat insanların mizaçlarından da söz ediyordu. Bu mizaçların vücuttaki sıvılardan kaynaklandığı söyleniyordu.
Histeriyi ilk izah eden kişiydi. Histeri ile o zamanki kastı şuydu, histeri kadınlara özgü bir rahatsızlıktı. Tıbben bir nedenine rastlanmayan, psikolojik nedenlerden kaynaklanan tıbbi problemlere deniyordu. Histeri ile histerik kişi farklı şeylerdir. Histeri Türkçe kaynaklarda isteri diye de çevrilmiştir ve daha somatoform bozukluklardır. Ruhen muhtelif yaşantılar taşıyorum bunlardan ötürü bir bakıyorum ki göremiyorum. Kişiye göz doktorları ve nörologlar baktığı zaman normalde görmesi lazım ama göremiyor.
Evlilik iyi gelir dedikleri birçok şey var bizim kültürümüzde de. Toplumun düşünüş tarzının değer yargılarının nasıl etkilediğine güzel bir örnek olmaktadır. Herkes evleniyorsa, o kişideki bildiğimiz tek değişken onun evlenmemesinden kaynaklanıyorsa, sorun bundan kaynaklanıyor olabilir.
Plato(eflatun) tarihteki en önemli düşünürlerden biridir. “Bütün insanlar, bütün davranışlarından sorumlu değildir. Bazıları davranışlarını kontrol edebilmeye muktedir değildirler. Bu insanlar bazı şeyler yaptıklarında, diğer insanlarla benzer cezalandırılmaları adil değildir.” demiştir.  Bugün biz de 18 den küçüklere aynısını söylüyoruz.
Aristo. farkındalığı veya bilinçliliği vurgulaması. Hipokrat’a benzer şeyler savunmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder